bu ev dardır...

4 Kas 2008

Birisi geldi, bir dostun, bir sevgilinin kapısını çaldı.
Sevgilisi içerden “Ey güvenilir kişi, kimsin?” diye seslendi.
Kapıyı çalan “Benim” deyince, sevgili “Git” dedi. “Senin için içeri girme zamanı değildir. Böyle, bir manevi nimetler sofrasında ham kişinin yeri yoktur.”
Ham kişiyi, ayrılık ve firak ateşinden başka ne pişirebilir? Nifaktan, iki yüzlülükten onu ne kurtarabilir?
O zavallı adam kapıdan döndü, tam bir yıl yollara düştü, sevgilisinin ayrılığı ile yandı, yakıldı.
O yanık aşık ayrılık ateşi ile pişerek döndü geldi, dostu evi etrafında yine dolaşmaya başladı.
Ağzından sevgiliyi incitecek bir söz çıkmasın diye, yüzlerce korkuyla yüzlerce defa edebi gözeterek kapının halkasını vurdu.
Sevgilisi içerden “Kapıyı çalan kimdir?” diye bağırdı. Adam “Ey gönlümü almış olan! Kapıdaki de sensin” cevabını verdi.
Sevgilisi “Madem ki şimdi sen bensin, ey ben olan, benden ibaret olan, içeri gir. Bu ev dardır. Bu evde iki beni alacak yer yoktur”’


Mevlânâ, Divan-ı Kebir, .Seçmeler, Şefik Can çevirisi, c. 1, ötüken, 2000, s. 196-197
Share on :

3 yorum:

Lilith dedi ki...

De get la...seni sevmiyorum desene suna...derdim ben kapidaki olsam...

Banu dedi ki...

zaten kapıdki de içerdeki de o. ayrı değiller ki artık. girdim demek, oldum demek. oldum demek, öldüm demek olur bundan sonra.

Adsız dedi ki...

Banu Hanım haklı bence.

 
Copyright © 2015 benhayattayken
Distributed By My Blogger Themes | Design By Herdiansyah Hamzah