filozofun biri bir gün

6 Haz 2007

Diogenes, Jean-Léon Gérôme, 1860, Walters Art Museum, ABD

Schopenhauer ’in alışılmadık ölçüde duygusuz bir cinselliği vardı. Daha sonraları genç bir adam olarak şöyle itiraf ediyordu: “Kadınlardan çok hoşlanıyordum. –keşke beni arzu etmiş olsalardı.” Nietzsche bütün yaşamı boyunca sadece bir kez bir cinsel deneyim yaşadı, o da bir fahişeyle. Ve bu tek ilişki bütün hayatı boyunca kendisini bırakmayan frengiye neden olmuştu. Bilindiği kadarıyla bunun dışında sadece bir kez Lou Salome’dan küçük bir öpücük alabilmişti. Wagner eski dostunun sağlık sorunları üzerine bir söylenti yaymıştı daha sonra araları bozulunca: Ona göre filozofun bütün o hastalıkları aşırı mastürbasyondan kaynaklanıyordu. Geçenlerde bi yerde, birbiriyle evlenmemeleri icap edenlerin birbirlerine aşık olanlar olduğunu okudum. Son zamanlarda Foucault’un şu lafıyla bakıyorum her şeye: “Kendi kelimelerimize söz düşmeden çok önce dil bizi yönetiyor ve elimizi kolumuzu bağlıyor.” Faucault’nun sado-mazoşist eğilimleri olan bir eşcinsel olduğunu, akedemik çalışmaları için gittiği New York’un grup sex partileriyle meşhur hamamlarına sık sık takıldığı bilinen bir hikayedir ve ama ‘insan icad edilmiştir’ diye başlayıp, “bizler tarihsel olarak tarihe, söylemler konusunda icad edilmiş söylemlere ve önceden söylenmiş sözleri dinlemeye mahkumuz,” diye devam eden bu adam karşısında özel hayatıyla ilgili üretilen ne varsa her şey aniden nasıl da gereksiz bir şeye dönüşüyor...Evet belki gereksiz ama onun kendini kırbaçlatırken hayal etmek şeyinde de marazi bir lezzet var sanki…Schopenhauer flüt çalarmış. İkinci Dünya Savaşı’nda Wittgenstein’ın her iki tarafta savaşan yeğenleri varmış. Voltaire’in ikinci karısı, kendi kız kardeşinin kızıymış. Çaykovski karısının ısrarlı cinsel isteklerine dayanamadığı için intihara kalkışmış. Bu arada bu günkü gazetelerden birinde Arif Demir (55) adında bir adamın karısını satırla doğradığını öğrendim. Bu kişi karısının kendisini başkalarıyla aldattığını, ona bunu niçin yaptığını sorduğunu, karısının da “ben ikinize de yeterim,” diye cevap verdiğini, bunun üzerine satırı kafasına indirdiğini söylemiş. Katil koca karısının kendisini öldürmeyi planladığını da sözlerine eklemiş. Mahkemeye verdiği ifadesinde şöyle şöyle şöyle konuşmuş bu şahıs: “Karım bana değişik kokulu çay ve hap içiriyordu. Hapların cinsel gücü artırdığını söylüyordu. Çay içince devamlı sevişiyorduk. Benim kalbimin çarpıntısı tutuyordu. 'Ne oluyor' diye sorunca, 'Ne güzel, mutlu oluyoruz' diye konuşuyordu. Meğer beni kalp krizinden öldürmek istiyormuş.” Diogenes, bir gün zeytin ağacına asılı kadınlar görünce “keşke bütün ağaçlar böyle meyve verse,” demiş. Ona sadaka veren adamı birileri övünce “bunu almayı hak eden adamı övmüyorsunuz ama,” demiş. Bu kinik filozof bir gün agorada mastürbasyon yaparken, “keşke ovuşturmakla karnın da açlığı geçse,” demiş bir de.
Her şey nasıl oluyor da böyle oluyor lan…
Share on :

Hiç yorum yok:

 
Copyright © 2015 benhayattayken
Distributed By My Blogger Themes | Design By Herdiansyah Hamzah