makaleyi, ortaçağlar anadolu'sunda islam'ın ayak izleri adıyla basılan ve yazarın islam heteredoksisi üzerine makalelerinin yer aldığı derlemeden taradım.
"Aleviliğin -yahut her ne kadar Sünni çevrelerde aşağılayıcı anlamda kullanılmış olsa da, otantik adıyla Kızılbaşlığın- tarihi esas itibariyle Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar uzanan geniş bir coğrafyanın ve 10. yüzyıldan günümüze kadar gelen uzun bir zaman boyutunun ürünüdür. Bugünkü hüviyetini tam olarak 16. yüzyıl başlarında kazanmış olmasına rağmen, bu tarihten önceki Türk heterodoks İslam’ının tarihi de onun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu parça olmadan Alevilik anlaşılamaz. Bu tarih, Şiiliğin Hz. Ali ve Muaviye arasındaki hilafet çatışmalarıyla başlayan tarihiyle gerçekte hiçbir suretle kesişmez. Bu tarihin Aleviliğin de tarihiymiş gibi algılanmasının sebebi, Safevi propagandasıyla aşılanan Şii motiflerin zihinlerde kurduğu bağdır. Bununla beraber bugün Alevilerin toplumsal bilincinin ve zihniyetinin oluşmasında sonradan eklemlenen bu tarihin vazgeçilmez bir yeri ve payı vardır. Bugün her Alevinin zihninde Aleviliğin tarihi Hz. Ali ile başlar. Bu itibarla bugün için Hz. Ali’siz bir Alevilik düşünülemez. "
makalenin tamamına şuradan pdf olarak ulaşabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder