aslan şükür

30 Ara 2014


daha çok  tay yayınları'nın çizgi roman kitaplarının kapak çizeri olarak tanınan aslan şükür'le yapılmış bir kısa söyleşi. facebook'ta rastlayınca burada da bulunsun dedim. şurada aslan şükür'ün çalışmalarından oluşan zengin bir koleksiyon var.

Nerelisiniz? Nerelerde okurdunuz?
Samsun, Bafra’lıyım ben, çocukluk yıllarım da orada geçti. İlkokulu Bafra’da, Ortaokulu İstanbul Fındıklı lisesinde, liseyi de Pendik lisesinde okudum. Doğumum mu ? Biraz yaşlandık galiba, 1945 doğumluyum.

İlk kez ne zaman gittiniz Babıâli’ye?
1962, 63 yıllarında... Çok yoğun çalışmamakla beraber sağa sola ufak tefek işler yapmaya başlamıştım. O dönemde çıkan Akşam gazetesi ve Hayat dergisine karikatürler çiziyordum.

İlk telifinizi hatırlıyor musunuz? Ne almıştınız o parayla?
İlk aldığım telif Akşam gazetesindendi, ne kadar paraydı hiç hatırlamıyorum ama hiç fena bir para değildi galiba. O parayla kışlık palto ve ayakkabı almıştım.
Çizer olarak kimleri kendinize örnek aldınız? Var mıydı böyle birileri?
Olmaz olur mu? Remzi Türemen...
Tatar Remzi mi ?
Aynen o...Hayri Caner’le Beyoğlu’nda bir büroları vardı. Bir gün Nebioğlu yayınevi için bir orijinalini almaya gittiğimde onu çalışırken görmüştüm. O gün yaptığı resimdeki bütün renkler bugün gibi hâlâ hafızamda durur. Öyle etkilenmişim yani. Gene o dönemde Akşam’da çalışan Nehar Tüblek ustanın da çok desteği olmuştu bana.
Sizi hep Tay Yayınları ile hatırlıyoruz. Öncesi nedir, öncesinde düzenli olarak çalıştığınız bir yer var mı?
Hayat ve Akşam... Arada Nebioğlu yayınevine de giderdim.
Tay Yayınlarına girişiniz nasıl oldu?
Yücel Köksal’ın sayesinde oldu. O dönemde Bakırköy’de turistik eşyaların üzerine resimler çiziyordum, Yücel ağabey çizdiğim resimleri çok beğenince beni Sezen Yalçıner beyin yanına götürdü. Sezen bey resimlerimi beğenince Tom Braks ve Zagor kapaklarıyla işe başladım.
Kaç yıl çalıştınız orada?
1971 yılında başladım, Tay kapanana kadar çizmeye devam ettim. Aynı dönem içinde başka yayınevlerine de çalışıyordum. Nil Yayınları, Altın Kitaplar, İnkılap ve Aka, Öğün gibi bir sürü yayınevine de yüzlerce kapak yaptım. Yaklaşık 35 senede binlerce kapak yaptım.
Kaç yıl çalıştınız orada?
1971 yılında başladım, Tay kapanana kadar çizmeye devam ettim. Aynı dönem içinde başka yayınevlerine de çalışıyordum. Nil Yayınları, Altın Kitaplar, İnkılap ve Aka, Öğün gibi bir sürü yayınevine de yüzlerce kapak yaptım. Yaklaşık 35 senede binlerce kapak yaptım.
Günde kaç kapak çizerdiniz? Sizin çok kısa sürede çok sayıda kapak çizdiğiniz söyleniyor. Nasıl çalışırdınız, İtalyan orijinallerden görsel olarak faydalanıyordunuz elbette…
Bunun bir standardı yok aslında, sizin enerji ve istek durumunuza göre değişkenlik gösterebiliyor, ama diyebilirim ki elim bayağı hızlıdır. Hatta dünyada benim kadar yoğun çalışan kapak ressamı sayısının pek fazla olmadığını söyleyebilirim. Ben tek kapak pek yapmazdım, birkaç kapağı aynı anda çalışırdım. Özellikle Martin Mystere’da İtalyan kapaklarını örnek almıştım ama tersi durumlar da oldu. Örneğin Ferri benim Mister No’ya yaptığım bazı kapakları çok beğendiği için İtalya’da onları aynı kompozisyonla tekrar çizdi. 
Teknik olarak nasıl çalışıyorsunuz? Kapak büyüklükleri, boyama biçimi..
Kullandığım boya genellikle guaj’dır. Kapağın kompozisyonuna göre bazen yarım kat bazen de iki kat büyüklükte çalışırım. 
Hiç ekolin kullanmadınız bildiğim kadarıyla…
Hayır ekolin boya pek kullanmadım, benim stilime en uygun boya sanıyorum guaj. Bir dönem arka fonlarda air-brush’la da çalıştım ama fırçanın verdiği o sıcak dokuyu pek vermediği için epeydir kullanmıyorum.
Hiç yurt dışına gitmeyi düşündünüz mü veya yurt dışında kapaklarınız yayınlandı mı?
Yurt dışına gitmeyi pek düşünmedim ama aralıklarla yurtdışına da çalıştım. Almanya’da western hikâyeleri basan dergilere kapaklar yaptım, Danimarka’da bir yayınevi için James Bond kapakları yaptım. Yaptık işte bir şeyler...
İtalyan çizerlerden yaptığınız kapakları gören oldu mu? Hiç onlarla sohbet edebilme imkânınız oldu mu? Tay yayınlarına gelenler oldu mu örneğin?
Benim kapakları Ferri ve Sergio Bonelli gördü. İkisi de çok beğendiklerini söylemişler. Bonelli buraya geldiğinde konuşulanları pek anlamıyordum ama Sezen Bey işlerimin çok beğenildiğini söyleyince çok sevinmiştim. Böyle önemli kişilerden övgüler duymak güzel bir duygu...
Hiç çizgi roman yapmadınız galiba… Vakitsizlik mi yoksa özel bir tercih mi?
Hayır, hiç çizgi roman yapmadım, vakitsizlik demeyelim de tercih meselesi. O başka bir dünya...
Bunca yıl kapaklarını çizdiniz, mutlaka bir bıkkınlık olmuştur ama... Okur muydunuz çizgi romanları? 
En sevdiğiniz, kapaklarını en severek çizdiğiniz çizgi roman hangisi?
Yok, pek bıkkınlık olmadı da yorgunluk diyelim isterseniz. Ben işimi seviyorum. Pek ayrım yapmazdım ama Zagor’a biraz iltimas geçerdim galiba... Çizgi romanların hepsini okumaya fırsat bulamasam bile sürekli takip ederdim.
Söyleşi: Yusufali Poyraz

Share on :
 
Copyright © 2015 benhayattayken
Distributed By My Blogger Themes | Design By Herdiansyah Hamzah