8 Şub 2006

“mal beyanı tartışmaları almış başını gidiyorken üstüne üstük ardına bile bakmıyorken hayat geçiyor be saniyeler şeklinde bende acıklayayım dedim mal varlığımı
1-Avşa adasında üç daire, dört üçgen, beş dikdörtgen
2-Gökyüzünde bir bulut
3-doktordan Bitlis'te beş minare
4-Biri yazlık, biri kışlık iki platonik sevgili
5-Büro mobilyası ve çelik kapı üreten bir fabrikanın
öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı
6-Islıkla da çalınabilen dört anonim türkü
7-Palandöken'de bir palan, iki döken
8-Kastamonu'da üç kasto “
{Yaşartahir12 yazmış bunu hafif.org’da}

_bu arada necdet şen’in şu yazısı üzüyor

_derin bir sessizlik hüküm sürmekteydi ewde. Ruhlar kendi kabuklarına çekilmiş idi. _bir yazı yazmam gerekiyordu (benim için harika bir şey ve oyun olacaktı- ama bir türlü giremiyorum. Öyle bir hâldeyim ki şizoid bir takım etkinlikler dışında elim bir şeye varamıyor sayın seyirciler.
_okul başladı. öretmen görev başında:
_lütfen beni serbest bırakın amca_

_bu gün (kurul toplantısı nedeniyle) okula giderken Marooned’i (The Division Bell) dinliyordum. Kafam bozuktu tabii. salak müdür. Anlamsız konuşmalar. Belki kavga gürültü. Derken gitar mitarın arasından bi yerden bişey duydum. bi şey: bildiğim ama çok belli belirsiz bir ses. daha önce hiç fark etmemiştim bu sesi bu parçada ama acaip bi derinlik veriyordu. ulan sonra bunun kulaklığın arkasından belli belirsiz duyulan ikindi ezanı olduunu şey ettim. ama güzeldi. marooned’in yeni bi yorumu gibi olmuştu.

_çoko sandviç kola violin sonata in a major
Share on :

Hiç yorum yok:

 
Copyright © 2015 benhayattayken
Distributed By My Blogger Themes | Design By Herdiansyah Hamzah