hımmm...
yorucu bir iş gününün ardından eve gelen erhanbey hemen bi şeyler atıştırıp bilgisayarının başına geçti ve sür'atle dolaşmaya başladı. süe'atle, zira yarım saat sonra hemen kalkıp evi silmeye süpürmeye başlayacak ki ii olacak; zira ewi afedersiniz pok götürmektedir...
_derken kapı çaldı teyzelerden biri 'yine unutmuşsun kapıda gülümsemesiyle anahtarı işaret etti_
_bu arada meğer şu mal varlığı hşikayesi can yücel'inmiş ve doğrusu şöyleymiş:
BİR: Avşa Adası'nda üç daire, dört üçgen, beş dikdörtgen.
İKİ: Gökyüzünde bi bulut.
ÜÇ: Bitlis’te beş minare.
DÖRT: Biri yazlık, biri kışlık iki platonik sevgili.
BEŞ: Büro mobilyası ve çelik kapı üreten bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı.
ALTI: Islıkla da çalınabilen dört anonim türkü.
YEDİ: Palandöken’de bir palan, iki döken.
SEKİZ: Kastamonu’da üç kasto.
DOKUZ: Biri İngilizce 6 adet küfür.
ON: Sevenlerin kalbinde kurulmuş bir taht.
ON BİR: Anne babadan kalma yarısı yaşanmış bir ömür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder