neden memleketin en ayı tipleri hep ülkücülerden çıkar?

10 Nis 2008



-neden memleketin en ayı tipleri hep ülkücülerden çıkar?
-ülkü ocaklarında özel operasyonlarla memleketin bu gencecik lumpenlerine testesteron hormonu mu enjekte edilmektedir?
-bir partinin gençlik örgütü, her fırsatta linç, silahlı baskın vs. 'kültürel etkinlikler' düzenleyip neşeyle coşarken nasıl oluyor da, allaam ya, böyle olmaktadır?
-polis nezaretinde önüne gelene bir tekme atan bu şahıslar tam olarak bir nedir?
-medya neden böyle olan biteni maskelemek için telaşlı bir çaba göstermektedir?
-üniversite yurduna, üniversitenin özel güvenlik elemanlarının sessiz nazarları altında silahlı baskın yapan bu insanlar şimdi baskın mı yapmışlardır, yoksa oradan geçerken aniden baskına mı uğramışlardır?

şurada ferhat kentel'in yazısı.
Share on :

3 yorum:

albatroslar dedi ki...

dünyayı bizim gibi algılamadıkları kesin. hatta içlerinde exorcist var gibi görüyorum.onlara mı acıyayım, kendime mi acıyayım bilemiyorum.

endiseliperi dedi ki...

benim büyük ağbim ülkücüydü.
ev-vet, erhan bey! ezelden beri komünist olan ailede bu, türlü sorunlara yol açmıştı.benden epey büyük. hatta o, okulu bitirip öğretmenliğe başladığında doğmuşum 69 yılında da, ölen bir kız arkadaşının ismini vermiş bana.

evet, bir şekilde tuhaf hormonların bir karışımı enjekte edilmiş gibiydi ona. yılmaz güney'in filmlerine giden ablalarımı, apar topar sinemadan çıkardığını, evdeki solcu kitaplarının ondan gizli okunduğunu anlatırlar. ben hatırlamıyorum. benim hatırladığım şu: ben 5 yaşlarındayken, henüz hayatta ve bir köy ağası olan büyükbabam yüzünden 3 gün 3 gece süren düğünü yapılmıştı da, eve ülkücü arkadaşları dolmuştu. sevmek için beni kucağına alan arkadaşına bakıp, yüzümü buruşturup, "sağcısın sen!" demişim. o da nereden anladın diye sorunca, "bıyıklarından", demişim. kahkahalar patlamış evet. (o zamanlar küçücük çocuklar bile siyasi dünyadan haberdarmış demek ki). evet, ülkücüler o kadar sevilmezdi ve neredeyse doğar doğmaz da bilirdik bunu. ama hala da ülkücülerin grafik simgelerine hayranlık duyduğumu itiraf etmeliyim. o, aşağıya dönük kaş ve bıyıklardan mütevellit üç hilal, o elle yapılan ülkücü işaretinin grafiği mükemmeldir. hayır yaaa erhan bey, sanattan bahsediyoruz burada:) simgenin hatırlattıkları irkiltici, ama kendisi güzel işte. öyle değil mi? bakın, neyle karışmış olursa olsun, sanatın ifadesini bulup çıkarmada tutku besleyen bir okuyucunuz konuşuyor burada!:))

o ağbimle hala doğru dürüst bir ilişkimiz yoktur. belki aradaki yaş farkı yüzünden, belki bana sadece kötü şeyler hatırlattığından, belki karakterimiz de birbirinden çok farklı olduğundan. ama komünist ağbimle görüşür müyüm? hayır! ikisini de türlü türlü nedenlerle ve fakat umutsuz ve engellenemez bir şekilde sevmem.

yanlış anlaşılmaya çok müsait bu yorumumu bitirirken, sevgiler, diyorum size.

benhayattayken dedi ki...

sevgili peri,
benim de iki adet ağabeyim var ve bunların ikisi de birer ülkücü olarak kendilerini varoluşun koynuna atan iki insandır.

bizim sülalede ben ve kardeşim dünya görüşlerimiz bakımından istisnayız.

sülale son derece dindar şahıslardan oluşur. (ama ülkücü diileredir. o iki ağabeyim de yaşlandıkça islami referanslara daha çok önem vermeye başladı ve bu vesileyle eski kabalıklarını terketmeye başladılar.)

atilla ilhan türk aydınının sadece derece bakımından değil ama mahiyeti bakımından da kendi halkından uzaklaştığını söylüyordu bi yerde.

benim de 'bizimkilerle' kurduğum ilişki böyle trajediyle bir şeydir ve böyleyken böyledir işte...

 
Copyright © 2015 benhayattayken
Distributed By My Blogger Themes | Design By Herdiansyah Hamzah