tanrım, delilikten kurtar bizi

16 Kas 2007

a.

1.Evet.. Yazayım şimdi bi şeyler. Yazayım evet. 2. Bir süredir bir konuda son derece zorlanmaktayım pek muhterem izleyenlerim. 3.Evet bir süredir gerçekten de bir sorunun cevabını bulmakta zorluk çeken bir şahıs olarak yaşamaktayım. 4. Ama bir türlü cevabını bulmakta zorlandığım o soruya geçemiyorum. 5. Hemen geçeyim o zaman. 6. Efendim ben sıkılmadan nasıl yaşanabileceğini unutmuş bulunuyorum. 7. Eskiden, sanırım, böyle değildim ben, ama şimdi öyleyim. 8. Sıkılıyorum. 9. Sıkılmadan yaşayan insanlardan yardım istiyorum. Ve onlara soruyorum: Akşam evinize geldiğinizde neler yapıyorsunuz da sıkılmıyorsunuz, söyler misiniz? Nasıl sıkılmadan yaşanılabiliyor?

b.

1. “İnsanların ve meleklerin diliyle konuşsam, ama sevgim olmasa, ses çıkaran bakırdan ya da çınlayan zilden farkım kalmaz. Kehânette bulunabilsem, bütün sırları bilsem, her bilgiye sahip olsam, dağları yerinden oynatacak kadar büyük imanım olsa, ama sevgim olmasa bir hiçim,” diyor Aziz Pavlus, İncil’de. 2. Ebu Leheb’den başka Peygamber sağken yaşayıp da Kur’an’da ismi zikredilen başka bir figür, bildiğim kadarıyla, yok. İşte bu kötü adam, meğer Hz. Muhammed’in amcasıymış, bunu da yeni öğrendim. Müslümanlığı kabul etmemesine rağmen ölene kadar yeğeni Muhammed’i Mekke’li müşriklerden koruyan Ebu Talip’in kardeşiymiş bu. 3. Eski Ahit’te 13, Yeni Ahit’de 119 yerde geçen ve Kur’an’da bulunmayan amin sözcüğünün kökeni Eski Mısır’da İÖ 2500 yıllarında “gizlenen, gizli olan” anlamına kullanılan amun sözcüğüymüş.

c.

1. Bu günlerde paso Dylan Dog okuyorum; süper bi şeymiş lan.. Eskiden sevmezdim ben Dylan’ı, ama şimdi ne oldu da hastası kesildim anlayabilmiş değilim. Tam 24 adet macerayı arka arkaya okumuş bulunuyorum. 2. Geçenlerde cnbc-e’de ‘Kutup Çizgisi Aşıkları’nı seyrettim. Ertesi gün ikide bir o filmi düşünürken yakaladım kendimi. Bazı filmler böyle uzun süre kendisiyle uğraşmaya mecbur bırakıyor insanı. 3. Yarın Ankara’ya gidiyorum. Orada bir sürü aptallık beni bekliyor olacak sanırım.

Share on :

3 yorum:

arzın merkezine yolculuk dedi ki...

Bu Ankara seyahatinizde ne gibi aptallıklar sizi bekliyor olacak acaba sayın bh. Okurlarınızdan biri olarak merak içindeyim gerçekten. Siz hayatınızda neleri aptallık olarak nitelendiriyorsunuz acaba. Kendime feyz almak adına soruyorum lütfen ...

Adsız dedi ki...

sevgili erhan bey, tüm o sıkılmalara cevap verilebilir tabii. ben eskiden sıkılan biriydim. nasıl desem, dünya sıkardı beni. ama artık öyle değil. size önermek istemediğim bir methodum var bunun için.

benim en sevdiğim dualardan biriydi ebu leheb. çok melodik. (çocukken çok dindar biriydim ve duaları işaret ettikleri şeyler yüzünden değil de söz dizimleri ve melodileri nedeniyle severdim. tebbet yeda ebu lehebin ve teb (burada bir es veriyorsunuz) ve devam ediyor böyle. teyzemin kocası da olan tanrıtanımaz ilkokul öğretmenim hatta bu duadan yola çıkarak içindeki akıl almaz şiddetle bize bir şeyleri ima etmeye çalışmıştı. böyle şeylerle ilgilenmezdim ben o zamanlar, her çocuk gibi dünya olması gereken gibi oluyor da biz de onu ardına kadar açık gözlerimizle öğreniyoruz diye bakardım. hayatımdan memnundum. kötü çocukluk safsatası, o çocukların büyüdükten sonra uydurdukları bir şeydir. ben de çok uydururum bunlardan. neyse.

ben aslı şunun için yorum yazacaktım. doktor dee'nin evi için kötü şeyler yazdım burada, beni sıkıyor falan filan dedim ama bir kaç sayfayı bekleseymişim keşke. inanılmaz hoş oldu. şöyle bir şey var, sizin başlığı okuyunca kitaptaki o yeri bulup size yazmak istedim (muhteşem bir alıntı değil aslında ama kitabın bütünü içinde öyle güzel şeyler var ki, tümden sevmeye karar verdim kitabı ve yazacağım alıntı da kitabı temsilen sevilesi bir şey. ona göre): aristoteles "nulla est magna scientia absque mixtura dementine" der ki aynen "içine delilik karışmamış kusursuz bilgi yoktur" anlamına gelir. yorum olarak yazıp yzacağım buydu, yine çok konuştum.

ankara'ya herkes sıkıcı bir şeyler yapmak için gider. bu nedenle güzelim :) şehrin adı kasvetliye çıkmıştır:)en azından, ankara'yı seviyorum, gibi bir cümle kurmayı her zaman sevmişimdir.

iyi yolculuklar. ankara'nın gece ayazına dikkat edin.

albatroslar dedi ki...

"Öğrenmek benim mutluluğumdur."
O Hançerlioğlu

 
Copyright © 2015 benhayattayken
Distributed By My Blogger Themes | Design By Herdiansyah Hamzah