1. cumhuriyet gazetesinin 10 Ocak tarihli nüshasında, bir atatürk portresinin yanına "senden olmayan bizden değildir ve hatta insan değildir; biz böylelerini insan yerine koymayız," diye yazan nuri kurtcebe adlı kişi, bir kaç sayfa önce aynı gazetede, 'bize faşist diyen bir takım müfteriler var,' diye yazan emre kongar'a nanik yapmaktadır.
2. modern uygarlığın şiddet içermeyen karekteri tam bir yanılsamadır... onun meşrulaştırıcı mitinin ayrılmaz bir parçasıdır. uygarlaşma sürecinde gerçek olan şey, şiddetin daha etkili bir biçimde yeniden düzenlenmesi ve şiddete yeni alanlar açılmasıdır. (Baumann)
3. harvey'e göre (postmodernizmle birlikte) her şeyin oyunlaştırıldığı, etiğin yerini estetiğin aldığı bir dünyada yaşıyoruz.
4. saldırgan düşman hep yağma, tecavüz ve barbarlık uygular. biz ise hep tanrı tarafından bahşedilmiş bir görevle, bir alınyazısıyla, kurbanlarımızı ıslah ederken, istemeye istemeye onların pazarlarını ele geçiririz; vahşi, ahmak ve paranoyak halkları uygarlaştırırken, şans eseri onların petrol kuyularına rastlayıveririz. (J. Flynn)
5.roland barthes'e bi kamyon çarpmış ve ölmüş. bir keresinde bir kamyon da bana çarpmıştı. sinemaya gidiyordum. otobüste okurum diye yanıma bi milliyet sanat dergisi almıştım... dergide bi şeye bakarken gözlük bir tarafa ben bir tarafa uçuverdim... kazadan sonra insanlar gelip başıma toplandılar, ben, "bi dergim olacaktı benim," diyebilmiştim ilk. ve bir de sanki kamyon bana değil de sadece burnuma çarpmış gibi algılamıştım olayı, öyle hatırlıyorum; burnumdan başka hiç bir yerimde acı yoktu çünkü...
6. benim babam da bir kamyon şöförüymüş ve kendi arabasının altında can vermiş.
7. roland barthes'in 'göstergebilimsel serüven'ini didim'de tatil yaparken almıştım. orada okumak için değil ama. yerde ve çok ucuza satıyorlardı, döndüğümde okurum demiştim. hâlâ okuyacağım.
8. okuyacağım diye yazarken başım dönüyor. bu 'cağım'lar, yani...
9. sevinçli hâlinde kimseye vaatte bulunma, öfkeli hâlinde kimseye cevap verme.
10. mesele sadece nesnenin değerini arttırmak için fazladan geleneksel engeller koymamız meselesi değildir: nesneye ulaşmamızı engelleyen dış engeller, tam da onlar orada olmasaydı, nesneye doğrudan ulaşılabileceği yanılsamasını yaratmak için oraya konmuşlardır. böylece bu tür engeller nesneye ulaşmanın bünyevî imkânsızlığını gizlerler. (Zizék;ideolojinin yüce nesnesi)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder