Dünyanın En Güzel Kadını

1. 1932 Haziran’ında düzenlenen güzellik yarışmasının jürisinde şu isimler yer alıyordu:
-Abdülhak Hamit, Cenap Şehabettin, Hüseyin Cahit, Ahmet Haşim, İzzet Melih, Peyami Saba, Çallı İbrahim, Lüsyen Abdülhak Hanım, Fahrünnisa İzzet Melih, geçen yılın güzellik kraliçesi Naşide Saffet ve daha başkaları da-
2. Cumhuriyet Gazetesi yazarı Vâ-Nu:
“Namzet yedi tane (geçen seneler yüz küsürdü), içlerinde bir tanesi, müsabakaya girmek cüretini nasıl gösterdiğine şaşılacak kadar çirkin. Diğerleri zararsız. (…) 4. Asıl reyler beş numaralı Keriman Halis hanımda tekâsuf etmiştir. Hemen ittifaka yakın bir ekseriyetle birinciliğe o seçiliyor. (…) Vücudu mütevazin, narin, teni taze 6. saftır. Siyah saçları ortadan muazzam ayrılmış.; ensesine küçücük buklecikler dökülüyor. (…)
Keriman hanım, on sekiz yaşındaymış. Babası Hızır isimli itfaiye şirketinde çalışırmış. Küçük hanım azıcık Fransızca bilirmiş. Fevziye ve Nişantaşı Kız Lisesi’nde orta tahsil derecesinde okumuş. “


3. Ardından bir mucize geldi. Belçika’da yapılan yarışmada, Keriman Halis’in dünya güzeli seçilmesiyle Türkiye Cumhuriyeti onuncu yılına güzel bir armağanla girmiş oldu. Artık dünyanın en güzel kadınına sahip olmakla övünebilecek bir ülkeydik.

4. Keriman Hanım’a üç günde 30.000 tebrik telgrafı çekilmişti. Atatürk’ün bu konuda ilk açıklaması 3 Ağustos günü olmuştu: “Türk ırkının dünyanın en güzel ırkı olduğunu bildiğimden, Türk kızlarından birinin dünya güzeli seçilmesini tabiî buldum. “

5. Yurda döndükten sonra Keriman’ı Ankara’ya çağıran Atatürk, “Sana Ece soyadını verdim. Türk kadınını dünyaya tanıttın,” diyerek kadehini onun şerefine kaldırdı.

6. Peyami Safa Cumhuriyet Gazetesi’nde yazdığı bir yazıda Keriman Hanım’ın başarısını şöyle değerlendiriyordu:
“Keriman Halis’in dünyaya ıspat ettiği şey, yalnız ferdî bir güzellikten ibaret değildir. O, düna kadar kafes arkasında yalnız insan yumurtlamaya yarar, acayip bir kümes hayvanı zannedilen Türk kadını ile, bu günün beynelmilel hareketlerine karışan, zeki ve cevval bakışlı Türk kızının farkını ortaya çıkardı. Türkiye’nin geçirdiği inkılâp hakkında yazılmış ve yazılacask bütün kitaplardan ziyade fikir vermek kudretine haizdir."

(Gökhan Akçura, Dünyanın En Güzel Kızı, Albüm Aylık Görsel Kültür Dergisi Sayı3, Nisan 1998)